Kategoriler
Genel

Bu Sayfada Yazılacak En Güzel Yazı!

Aylardır yalvarıyorum buraya yazsın diye! Benimle evlenmeye ikna ettim ama bir türlü Emlak Gurmesi’nde yazmaya ikna edememiştim. Sonunda oldu!

Daha önce bu sayfaya yazı yazan arkadaşlara ayıp etmek istemem ama, bu işi bilerek yapan ve genç yaşta Robb Report gibi sektöründe lider bir derginin başına geçmiş ama evlenince İzmir’e taşınmış kumru Banu’m bu güzel yazısı ile Emlak Gurmesi sayfasının kalitesini ulaşamayacağım bir şekilde yükseltiyor.

İşte Banu’nun aylardır beklediğim ve daha önce kendisine yönelttiğim iltifat ve suçlamaları cevaplayan yazısı burada;

Söz bende!
Sizler  onunla benden  önce tanışıyorsunuz. Ağustos 2007’de yazmaya başlamış bu blogda. İzmir’i didik didik etmeye söz vermiş taaa o zaman ilk yazısında. Bizim hikâyemiz 2008’de başlıyor. Geçen Kasım ayından beri de  kendi tabiriyle ‘evindeki’ kızım.  Gayrimenkulle ilgili anlattıklarına kadın faktörü katmanın daha çok tıklandığını fark eden gurmenin, yazılarında ara sıra bahsettiği karakterim. Evet o, benim. Tamam da anlattığı gibi biri değilim! Neden mi?
Bir kere, daha bir iki sene ev alma gibi bir planı olmadığını benden hiç saklamadı. (Bakınız 20 Ocak tarihli yazısına: “Banu duymasın ama daha bir iki sene ev almayı düşünmüyorum.” Ayrıca istediğimiz gibi bir ev bulana kadar bu evi değiştirmeyelim diyen de benim.  İlk okuduğumda bir şey söylemedim. Bu yazıyı Facebook’ta “İşte Banu’nun kızdığı yazı” diye post etmesine de ses etmedim. Baktım ki geçen gün yaptığım bir yoruma, “Bundan sonra senden daha çok bahsedeceğim” demiş, “Aman” dedim, “Sen bahsetmeden, ben edeyim. Bir içimi dökeyim de rahatlayayım!”
Nerden başlasam… Yazılarında “Ev seçerken son kararı kadınlar verir” fikrini savunan gurmenin tersine,  bizde karar benim iki dudağım arasından çıkmadı. Bu durum şu anki halimden gayet memnun olduğum gerçeğini değiştirmese de,  gurmenin tezi daha kendi yuvasındayken çürüdüJ Geleyim etrafındaki bütün evli kız arkadaşlarının gözlerini yaşartan,  “Evlenirken  yapmamanız gereken 10 şey” yazısına… Harika yazılmış, çok içten ve güzel bir yazı. Başından geçmeyen anlayamaz ne demek istediğini. Şimdi geriye dönüp baktığımda, o dönemde değil ama bugün bu maddelerin birkaçını çok iyi uyguladığını görüyorum. Ne demiş, “Renklere, mobilyalara, mumların kokusuna, yani anlamadığınız hiçbirşeye karışmayın.”  Benim de başta hoşuma gitmişti okuyunca da, tek başına vakit alıyor, yorgunluk veriyormuş. Ev tebriğine gelmek isteyenlere Serdar’ın niçin, “Daha bir senemiz var” dediğini bilmem anlatabiliyor muyumJ
Bu arada gurmenin stili yani konuştuğun gibi yazmak da özel beceri gerektiriyormuş.
“Hadi Banu bırak işte, burası blog. Rahat rahat yaz. Dergide yaptığın gibi cümleni geri dönüp okuma, virgüllerle, noktalarla uğraşmayı bırak” desem de içimden, başaramadım. Hatalı bir harfin basılma paranoyası burda da peşimi bırakmadı. Bu hissi özlemişim!
***“Gerçek ben”i sizlere takdim etme fırsatı sunduğu için gurmeye kocaman bir teşekkür! 

“Bu Sayfada Yazılacak En Güzel Yazı!” için 4 yanıt

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.