BASINDA ‘biz demiştik’ haberlerinden pek hoşlanmam ama bazen ‘kör gözüm parmağına’ haller olunca insan hatırlatmadan edemiyor.
27 Mayıs 2012 Pazar tarihli Hürriyet Emlak’ta bu köşede “Esenyurt’ta 25 müteahhit iki belediye arasında kaldı bankalarkredide frene bastı” başlığıyla bir konuyu gündeme getirmiştik. Özetle, Esenyurt Belediyesi’nin verdiği ruhsatların Büyükşehir Belediyesi’nce iptali yüzünden 25 müteahhitin projelerinde inşaatların durduğunu anlatmıştık ve bunun, cumhuriyet tarihinin en büyük kentsel dönüşüm projelerine imza atmaya başlayan hükümet açısından ‘sabotaj gibi’ bir durum olduğunu vurgulamıştık. Peki ne oldu? Bir süre sonra Büyükşehir Belediyesi sorunun çözümü için bazı adımlar attı ve müteahhitlerin bazıları inşaata yeniden başladılar. Ancak bazıları hala başlayamadı ve hepsinden önemlisi de birtanesi çok zoru duruma düştü. Geçen hafta Hürriyet’in başarılı muhabiri Dinçer Gökçe Fi-Yapı’nın ne duruma geldiğini anlatan güzel bir haber yaptı. Hacizler ve iflasa sürüklenen koca bir inşaat şirketi. Belki bir kaynak bulup ya da bir şeylerini satıp kendini kurtarabilir ama kurtaramazsa çok büyük miktarda bir konutzede kitlesiyle başbaşa kalacağız. Elbette Fi Yapı’nın zora girmesinin tek nedeni Esenyurt’daki ruhsat sornu olmayabilir. Ancak 2012’de piyasanın konut talebi açısından ciddi daralma yaşandığını düşünürsek bir projeyle ilgili her sorunun çok kötü sonuçlara kolayca yol açabileceğini de unutmamalıyız.
KENTSEL DÖNÜŞÜM
Ülkenin gündemi ne yazık ki terör ve Suriye’deki iç savaşa kaymış durumda. O yüzden de gerçek gündem olması gereken ekonomi ve onun da içinde ‘kentsel dönüşüm’ yine gündemin altlarına düşmüş durumda. Oysa bu konuda hukuki açıdan çok radikal adımlar atılmış, zemin hazırlanmış, belediyeler, müteahhitler ve vatandaş arasında nasıl bir süreç yaşanacağı ortaya çıkmış durumda. Öyleyse çalışmaların hızlanması gerekiyor. Son dönemde konuştuğumuz tüm müteahhitler vatandaşların ‘fazla talepkar’ olduğunu, belediyelerin de meseleye kendi kazanımları açasından bakmaya başladığını söylüyorlar. Bir taraftan da ‘silüet tartışması’ içine çekilen emsal tartışmaları sürüyor. Bence bu süreci en hızlı şekilde hem yatırımcı hem de müşteri bazında ‘yabancılar’ çözecek.
Mimar Sinan’ı İznik çinileriyle anlattı
ANİKYA İznik Çini’nin sahipleri Nejla Anıl ve Sevinç Öztürk, iki kadın girişimci olarak en güncel mimari projelere en eski yöntemlerle İznik çinileri üretip uyguluyor. En son Mimar Sinan Camii ile Hazreti Ali Camii’nin çinileri onların imalathanesinden çıktı. Nejla Anıl, “Yeşil Türbe’nin restorasyonu, Astana Camii’nin çinileri en önemli projelerimiz oldu. Son projelerimiz ise Mimar Sinan Parkı ve Camii’ndeki çiniler ile Hazreti Ali Camii’nin çinileri oldu. İkisini de Başbakanımızın çok yakından takip etti ve açılışını bizzat yaptı” diyor. Mimar Sinan Cami’nde Hilmi Şenel’in tasarladığı çinileri ürettiklerini söyleyen Nejla Anıl, burada mihrap, mimber ve minare çinilerini ürettiklerini belirtiyor. Anıl, Mimar Sinan Cami’nin parkının tamamına yayılan tematik projeyle ilgili olarak da şunları söylüyor:
Sinan’ı gençlere anlattık
* Emlak Konut yönetimi bu parkın Mimar Sinan ile kimliklendirilmesini istedi. Bunun da İznik çinileriyle yapılmasını düşünmüşler. Biz de ‘çinili tematik park’ tasarladık. Parkın girişinden yürüme yollarına, çeşme, havuz, köprü gibi bölümlerin etrafına çinilerle Mimar Sinanı anlatan bazı panolar koyduk. Çocuklara ve gençlere Mimar Sinan’ın en güzel şekilde anlatmak bizim için çok önemliydi. Mimar Sinan’ın esenleri üzerinden ‘mimarlığını ve mühendisliği’ anlattık. Çocuklara ve gençlere de ‘ilham verebiliriz’ diye düşündük. Girişte Selimiye Camii’ni tanıtarak başladık, mührünü hayatını orada gösterdik. ‘Mimar Sinan’ başlıklı bir harita hazırladık ve eserlerinin büyük bölümünü bu harita üzerine yerleştirdik. Kronolojik olarak eserlerini çinilerle gösterdik. Şehzade, Mihrimah, Rüstempaşa camileri, Hürrem Sultan Hamamı, yaptığı kervansaraylar, su kemerleri, köprüler, Kabe revakları; hepsini park içine yerleştirdik. Her bina türünden bir örnek olsun istedik ama camiler ağırlıklı oldu. Çünkü bu konuda çok eser vermiş.
Hikayelerini de yazdık
* Mimar Sinan, kendisi de eserlerinde çinileri çok kullanmış. Biz de onun eserlerinin hikayelerini çinilere yanısttık. 46 dönümlük bir alana yaydık. Toplamda 19 pano için 100 metrekareyi aşan çini çalışması yapmış olduk. Mimar Sinan Camii Mimar Sinan’ı hatırlatmak için çok güzel bir proje oldu. Mimar Sinan bir dahidir ve zaten aşılamaz. Hazreti Ali Camii’nde daha sade çiniler kullandık. Yavuz Selim Camii’nden esinlendik. Onun mimarı Acem Ali ve Kanuni tarafından yaptırılmış. Hazreti Ali Camii’nde ilginç bir durum da çıktı ortaya. Çinilerde ‘sarı lacivert’ öne çıktı çünkü o dönemde bu renkler modaymış.
Suudi prensesin malikanesine çini
ANİKYA’nın diğer ortayı Sevinç Öztürk de şu bilgileri aktarıyor: “Katar’da Katar Şeyhi, Astana’da Nazarbayev, İstanbul’da Mimar Sinan ve Hazreti Ali Camiileri derken çok önemli anıtsal projelere girmiş olduk. Camiler heyecan verici yerler. Kamunun dokunduğu mekanlar çünkü. Oralara çini yapmak ayrıca çok önemli geliyor bize. Ancak mimarlarla başka projelerde de ilerliyoruz. Şu anda Suudi Arabistan’da Prenses Cevahir’in malikhanesini süslüyoruz. Dubai, Katar, Azerbaycan, Rusya’da ve Kazakistan’da bu türbaşka projelerideki işlerimiz de devam ediyor. Hamam, SPa, otel, lüks konut gibi mekanlara İznik çinileri uyguluyoruz. Paris’teki kültür ateşeliğimizin bahçesini de İznik çinilerle biz süsledik.”
SADİ ÖZDEMİR