Geçenlerde Katip Çelebi üniversitesinin Çiğli’ye inşaa edileceği haberleri basında yer almıştı. Katip Çelebi’den önce hayata geçen yep yeni bir üniversitemiz daha var.
İzmir’in en büyük vakıf ve en yeni üniversitesi Gediz Üniversitesi’ne yolum düştü geçen gün. Çok etkilendim; hani neredeyse öğrenciliğe özenecektim tekrar!
Gediz Üniversitesi Çiğli’ye Menemen’e bağlanan Seyrek beldesinde. Bizim Zirvekent‘ten arabayla 15dk sürdü. Kampüsten bir 15dk daha giderseniz Egekoop Villakent’e ulaşılıyor.
Yolu biraz uzak ama otobüs varmış.
Kampüs pırıl pırıl, bazı bölümlerinde inşaat var ama çok iş kalmamış.
Binaların içi modern ve zevkli. Tavanlar biraz alçak gibi geldi bana ama herhalde samimi bir ortam korumaya çalıştıkları için yapmışlardır.
Kampüs etrafında henüz birşey yok, kır kahvaltıcısından başka. Bir de ‘Öğrenciye lüks kiralık ev’ diye bir reklam tabelası!
Geçen haftasonu gazetelerde haber çıkmıştı ‘Gediz bereketi‘ diye; sözde emlak fiyatları 2’ye 3’e katlamış! Daha üniversitede hayat anca başlarken neyin fiyatı niye artıyor anlamadım ama belli ki birileri ortalığı şişiriyor. Üniversite’nin bölgeye değer katacağı kesin ama şişirmeye gerek yok. Aynı şey yakın zamanda İzmir Teknoloji Üniversitesi’nde de yaşanmıştı; etrafı değer kazanacak diye bir çok insan gitti oralardan arsa aldı, yurt yaparız diyenler bile oldu ama onca senedir hala değerlenen birşey yok. Bir üniversitenin etrafının gerçekten değerlenmesi için Ekonomi Üniversitesi veya Bilkent gibi zengin öğrencileri getirmesi lazım; zengin çocuk cebinde parayla gelir, para harcar, etrafta ekonomik hareket olur. Buca Tınaztepe kampüsünün etrafına bakın, bir çok özel yurttan başka birşey yok; çünkü o kampüsteki fakülteler daha çok ekonomik gücü sınırlı çocuklar için. Ama Balçova’daki Ekonomi Üniversitesi’ne giderseniz tam tersi bir resim görürsünüz.
Gediz Üniversitesi’ndeki bölüm ve programlara bakınca burada da paralı çocuklar olabilecek gibi gözüküyor ama zaman içinde göreceğiz.
Yapanların eline sağlık, çok güzel olmuş; umarım verecekleri eğitim de kampüs kadar güzel olur.
Kategori: Genel
Kategoriler
Kadınlar Olmasa Dünya Nasıl Olurdu?
Çok boktan olurdu!
Kategoriler
Emlak Gurmesi’ne niye üye olunur?
Geçenlerde bir arkadaşım sordu;
‘Zaten sayfa durduğu yerde duruyor, istediğim zaman girer bakarım; niye bi de üye olayım??’
Sorusuna sabahlara kadar cevap verebilirdim ama vakit nakittir diyerek 3 sebep ile kendisini ikna ettim;
1. Herkes duymadan önce Kazançlı Yatırım Yapmak için
Palmiye Park markası altında yaptığımız projelerden daha kimsenin haberi yokken sadece emlakgurmesi.com üyelerine email ile duyuru yapıyorum. Öncelikli alım fırsatı ile hem istedikleri daireyi alma şansları oluyor hem de tanıtım öncesi fiyatlardan yararlanabiliyorlar.
2. Hediye Kazanmak için
Buevkacpara.com, benimcirkinmanzaram.com, 150binliranolsa.com gibi yarışmalar ile sayfayı biraz daha eğlenceli hale getiriyorum. Yarışmayı kazananlara da çam sakızı çoban armağanı tatil, altın vs… gibi hediyeler veriyorum.
3. Buradan söyleyemediklerimi duymak için
Gayrimenkul yatırımı yapmak isteyenlere nokta atışı önerilerim oluyor. Herkes duyarsa işin suyu çıkacağı için, özel önerilerimi email ile sayfa üyelerine gönderiyorum.
Hala ikna olmadıysanız yapacak birşey yok 🙂 Eğer olduysanız, sağ üstteki formu doldurup üye olun, siz de aileye katılın.
Kategoriler
Altın Ödüllü Yeni Yarışma!
Bu ev kaç para ve benim çirkin manzaram yarışmalarından sonra en son bombamız;
,Resmin üzerine tıklayın, katılın!
Emlakkulisi.com‘da bu soru bu aralar çok gelmeye başladı; demek ki piyasada bir hareket var.
Oturma raporu / ruhsatı nedir bilmeyenler için kısaca oturma raporu evinizin yaşanılabilir fiziksel yeterliliklere, sıhhi tesisat / elektrik / mimari vs.., sahip olduğunun ilgili belediye fen işleri ve imar müdürlüğü tarafından onaylanmasıdır.
Oturma raporu almak ciddi bir bürokratik işlemdir; fiziksel yeterlilik haricinde inşaatı yapan müteahhidin ilgili vergi dairelerine ve sosyal güvenlik kurumuna borcu olmadığının onaylanması, proje mimar ve mühendislerinin onayı, vs… gibi daha bir çok onay gerekmektedir. Herhangi bir alıcı bu işlemleri tek başına yapamaz.
Bu sebeple, oturma raporu olmayan bir evi almak çok çok risklidir. Oturma raporunun neden alınamadığının ilgili imar ve fen işleri müdürlüklerinden öğrenilmesi gerekir. Burada en büyük sorumluluk inşaat müteahhidinindir. Oturma raporu alınamayan bir konut onaylı projelere ve imar yönetmeliklerine aykırı olarak imal edildiyse, yıkıma kadar gidebilir.
Ayrıca, oturma raporu olmayan bir konut büyük ihtimalle şantiye elektrik ve suyu kullanıyordur, veya kaçak bağlantı yapmıştır.
Oturma raporu olmayan bir konut ancak şu şekilde alınabilir;
– Müteahhit ile yapılan sözleşmede oturma raporu alınması koşulu eklenmelidir
– Oturma raporu alınırken alıcının da maddi yükümlülükleri olduğu için (vergi borcunun olmaması gibi), en azından ilgili konutun oturma raporu almaya hazır olduğunu belgeleyen fen işlerinden alınacak sıhhi tesisat onayının alınması ilgili satış vaadi sözleşmesine eklenmelidir
– Eğer müteahhite karşı bir güven eksikliği var ise, konutun bedelinin ödenmesi oturma raporunun alınmasına bağlanmalıdır
Bu konuda başınıza gelen veya duyduğunuz bir şey varsa yorumlarınızı bekliyorum.
MANTIKSALtest test
Serdar Dağıstan: test test test
Ev almaya karar verdiniz; emlakkulisi.com‘dan kendinizi türlü konularda bilgilendirdiniz, hürriyet emlak’ta ve sahibinden.com‘da fiyatları incelediniz ve sıra geldi seçenekleri değerlendirmeye. Yeni tamamlanmış bir sitede hem sahibinden hem de inşaat firmasından satışı devam eden daireler var; sahibinden mi alalım, inşaat firmasından mı?
İkisinin de çeşitli konularda artıları ve eksileri var;
- Fiyat
- Sahibinden alıyorsanız ve bu kişi dairede hiç oturmamış ise, büyük ihtimalle daireyi proje esnasında yatırım amacıyla almış, şu an ya sıkışmış veya istediği primi yakaladığını düşünerek satmak istemektedir. Tamamen yatırım amacıyla aldığı için ve bir kerelik bir işlem olacağından pazarlık yapmak istemez.
- İnşaat firması stokları eritmek isteyecektir; her müşteri kendisiyle beraber en az 10 müşteri getireceği için dairenin satış fiyatı inşaat firması için o noktada daha farklı bir anlam içerebilir ve sahibindene oranla daha fazla pazarlık şansı sunabilir.
- Diğer yanda, inşaat firması kemikli ise, aynı daireden daha önce alanları düşünerek fiyatlarda çok esnek olmayabilir de. Alıcı için zamanlama ve biraz da şans bu noktada çok önemli.
- Ödeme Koşulları
- İnşaat firmaları bankalar ile anlaşmalar yaparak daha düşük maliyetli konut kredileri sunabilmekte,
- Veya konut kredisi olmasa bile inşaat firmaları işin ticaretini yaptıkları için sahibindene oranla daha esnek ödeme planları sunabilirler.
- Diğer
- Kim ne derse desin, inşaat firması kendisinden almış müşteriye sahibinden alan müşteriye kıyasla daha anlayışlı davranacaktır. Alım satım işlemleri, satış sonrası hizmetleri, vs… gibi konularda inşaat firması artı bir değer katacaktır.
- Özellikle kredi kullanmadan direk sahibinden alınan dairelerde sonradan çıkabilecek tapu ve imar ile ilgili süprizler olabilecektir.
Kategoriler
Erol Evgin Şarkıları Gibi Ev Sahibi Olmak!
Erol Evgin’i sever misiniz? Ben bayılırım, hatta 3.5 yaşımdan beri hastasıyım bile diyebilirim.
Ben bacak kadarken Erol Evgin 23 Nisan’larda İzmir’e geldiğinde annem beni Efes Oteli’ne götürürdü imzalı fotoğrafını alıyım diye.
Haftasonu İstanbul’daydım; eşim Banu doğum günü sürprizi olarak beni Erol Evgin konserine götürdü. Daha sahneye çıkmadan coştum ve bütün akşam öyle gitti.
Konserden sonra eve dönerken yanımdakilere sormaya başladım, Erol Evgin niye bu kadar çok seviliyor diye. 3 çok basit ve her konuya uyarlanabilecek özellik belirledim;
1. Adam eskimiyor: Erol Evgin pop söylüyor ama diğer 15 dakikalık meşhurlar gibi değil. Onun şarkıları eskimiyor. Çünkü şarkıları romantik, yumuşak, aşık… ama arabesk değil. Kötümserlik yok.
2. Adam yaşlanmıyor: Estetik yaptırdığını sanmıyorum. Bence adam çok mutlu; gözlerinin içi gülüyor. İnsanların kendisini nasıl sevdiğini gördükçe de o pozitif enerji yüzüne ve etrafına yansıyor.
3. Adam çizgisini yitirmiyor: Yeni şarkısı var mı, varsa da bilen var mı bilmiyorum. Ama Erol Evgin’i Erol Evgin yapan da bu zaten; bir gün pop, bir gün rap, bir gün arabesk söylemiyor. Günün adamı olmuyor. Aynı çizgide 41 senedir aynı şarkıları söylüyor ve bu sebeple seviliyor. İnsanlar onunla yaşlanıyor, büyüyor, ondan ne beklediğini biliyor ve güveniyor.
Bütün bunları bir araya koyunca ailemizden birisi gibi hissettiğimiz, güler yüzlü ve hep mutlu bir Erol Evgin çıkıyor karşımıza; herkesin sevdiği ve kimsenin sorgulamadığı.
Aileniz ile uzun yıllar yaşayacağınız bir ev ararken Erol Evgin’in başarısının arkasındaki bu 3 özelliği aklınızın bir yerinde tutun;
1. Hiç eskimeyecek bir ev alın. Eviniz fiziksel olarak tabii ki eskiyecektir ama binanın ve evin karakteri, komşuluk ilişkileri ve evin yeri eskimesin.
2. Hiç yaşlanmayacak bir ev alın. Eviniz çevresindeki doğa ve pozitif enerji sayesinde genç kalacaktır; yemyeşil bir bahçe, güneş alan mekanlar ve temiz ortak alanlar sizin ve sizinle yaşayanların enerjisini artırıp yaşlanmamasını sağlayacaktır.
3. Uzun vadeli düşünün ve en az 10 sene aynı çizgide yaşayabileceğiniz bir ev alın. Günlük modalardan uzak durun.
Bu aralar peşinatız ev almak isteyerek başvuranların sayısında bir artış gözlemliyorum.
Her ne kadar artık kanunen evin satış değerinin %75’ine kadar kredi kullanabiliyoruz deseler de, expertiz değerini biraz yüksek göstertebilirseniz evin satış değerinin tamamına konut kredisi kullanabilirsiniz. Örneğin; alacağınız ev 150.000 TL ise, eğer exper arkadaş bunu bankaya 200.000 TL olarak bildirirse, o zaman 200.000 x %75 = 150.000 TL, yani evin satış değerinin tamamını konut kredisi ile ödeyebilirsiniz. Cebinizden beş kuruş peşinat çıkmadan!
Konut kredi faizleri hala düşük olduğu için cebinde parası olan kişi için evin satış bedelinin tamamına kredi kullanmanın fazla bir riski yok.
Ama cebince peşinatı olmayan vatandaş için bu çok riskli bir durum. Ev satın alırken hesabı hep kötü güne göre yapmak lazım.
Üstteki tabloda, cebinde peşinat parası olmayan birisi için bu senaryoyu anlatmaya çalıştım.
Evin satış bedeli 150.000 TL; bunun %75’i kadar veya tamamına kredi kullanmak arasındaki fark 1 sene sonra eğer bu kişi işini kaybeder ve ödemeleri yapamaz hale gelir ve evini satmak durumda kalırsa, bankaya kalan borcun kendisini ne kadar üzeceğini gösteriyor. Hele bir de ev fiyatları 2008-2009 yıllarındaki gibi bir çöküş içine girerse, bu peşinatsız arkadaş ciddi şekilde üzülecektir.
Uyarım özellikle ilk evini veya emeklilik evini alacak kişilere;
– İlk evini alacak genç arkadaş; iş buldun, para kazanmaya başladın ama henüz çok bir birikimin yok. Aldığın maaşa güvenerek yüksek kredi ile alacağın ev senin ilerideki birikimlerini kat ve kat götürebilir.
– Hayalini kurduğu deniz manzaralı, keyifli emeklilik evini alacak abi, abla; hayatınızın en güzel ve huzurlu günlerini geçirmeye hazırlanırken, birikiminiz ile orantısız bir miktarda kredi kullanıp güzel emeklilik günlerinizi bir kovalamacaya dönüştürmeyin.
2008’den bugüne kadar neredeyse her hafta 1 daire sattık, ekibimizle beraber. Sattığımız daireler hep kendi projelerimiz, emlakçı değiliz.
Esasında ev satmıyoruz, ev sahibi yapıyoruz ama yine de sonuç aynı; peki nasıl yapıyoruz??
Bu sırrı gönül rahatlığı ile açıklıyorum çünkü taklit edilmesi çok çok zor! Hatta belki de imkansız!
Aşure ile 3 haftada daire satmanın yollarını daha önce anlatmıştım ama bu açıklayacağım yöntem daha bilimsel ve kanıtlanmış…
2 senedir emlakkulisi.com‘da soru cevap yapıyorum. Dünyanın her yerinden Türkiye’de ve özellikle İzmir’de ev, arsa veya dükkan satın almak isteyen vatandaşlarımızın sorularını her gün yanıtlıyorum. Tebernüş Kireçci kadar soru almasam da sayfada en çok soru alanlardan birisiyim. İşte 2 senedir neredeyse her hafta bir kişi/aileyi ev sahibi yapabilmezin sırrı da burada!
Formül çok basit; ortalama olarak her 10 soruda 1 ev satıyoruz. Piyasa yavaşladı mı soru sayısı azalıyor ve bizim sattığımız daire sayısı da bunu takip ediyor. İnanmıyorsanız son 3 ayın rakamları aşağıda.
Bu formülden hareketle emlakkulisi.com ve bu sayfada daha önce takıştığım ve hatta kalbini kırmış olabileceğim Enver bey ve İmparator olmak isteyen arkadaşlara da selam gönderir, lütfen ama lütfen sorularınıza devam etmenizi rica ederim 🙂